Çok eski zamanlardan birinde koca ayaklı devler mutluluk içerisinde yaşarmış. Devlerin kendi dünyası sıcak ve samimiymiş. Bu dünyayı altüst etmek isteyen düşmanlar varmış. Düşmanlar oldukça acımasız ve merhamet duygusu bulunmayan kişilermiş. Devler her zaman kötü niyetli ordulara karşı önlem amaçlı duvarlar örermiş. Bu duvarların geçilmesi neredeyse imkansızmış. Bir gün koca ayaklı küçük bir dev, bahçesinde gezintiye çıkmış. Çok meraklı bir kişiliği varmış. Upuzun duvarların neden yapıldığını her zaman merak edermiş. Fakat anne ve babasına sormaktansa duvarlara kadar gidip merakını gidermek istemiş. Duvarın dibine geldiğinde duvarın kendinden ne kadar yüksekte olduğunu anlamış. Ayrıca belli aralıklarda bazı kapılar görmüş. Bu kapılar sadece…
Yazar: admin
Çok eskiden diyarların birinde minik bir kız yaşarmış. Bu kız kelebekleri çok severmiş. Bütün kelebeklerden oluşan kocaman bir dünya hayal edermiş. Ayrıca kelebekleri detaylı şekilde incelemeyi çok severmiş. Kelebeklerin birbirinden farklı renkleri onu kendinden geçirirmiş. Çünkü bu minik kız renkleri çok severmiş. Kelebeklere yakından bakmak ve onların ne kadar güzel olduklarını görerek mutlu olurmuş. Gördüğü bütün kelebeklerin resmini çizermiş. Küçük kızın en büyük hayali kelebek bahçesine gitmekmiş. Küçük kızın kendi şehrinde kelebek bahçesi yokmuş. Uzak bir şehirde bulunan bu kelebek bahçesi özel bir yermiş. Kocaman bir orman alanında birbirinden farklı kelebekler varmış. Bu alan kelebekler için özel olarak oluşturulmuş. Bilim…
Bir gün Ahmet okula giderken kalemliğini almadığını hatırladı. Eve geri dönüp kalemliğini aldıktan sonra tekrar okula gidecekti. Tam apartmanın kapısından girerken kapıda çok güzel bir kız gördü. Bu kızın kim olduğunu merak etti. Komşu muydu ya da yeni mi taşınmıştı acaba? Ahmet bu soruyu merak ederken okula geç kaldığını unuttu. Kapıcıya giderek güzel kızın kim olduğunu sordu. Üst komşuları olan bu güzel kız yeni taşınmıştı. Hatta aynı okula gidiyorlardı. Adı ise Sibel’di. Ahmet kızın etkisinde kalmış ve bütün gün okulda Sibel’i düşünmüştü. Ahmet’in aklını çalan bu kız Ahmet’in bir yan sınıfında okuyordu. Birlikte aynı yoldan eve gideceklerdi. Fakat kız Ahmet’i…
Günlerden bir gün ormanlar kralı aslan yiyecek aramak için gezintiye çıkmış. Aslan bu gezi sırasında başına geleceklerden habersizmiş. Karşısına bir ceylan çıkmış. Bu ceylan avcılar tarafından koyulan bir tuzakta sıkışıp kalmış. Aslan bu durumu fark edip ceylana yardımcı olmak istemiş. Aslanın bu tutumunu gören diğer canlılar çok şaşırmış. Çünkü Aslan yırtıcı bir hayvan olduğu için ormandaki diğer canlılar aslanın ceylanı yiyeceğini düşünmüş. Ama aslan asla sadece ceylana yardım etmek istemiş. Aslan ve ceylan arkadaşlığı o gün başlamış. Bu arkadaşlık ilerleyen zamanlarda bir adım öteye taşınmış. Aslan, ceylana her baktığında aşk dolu gözlerle onu inceliyormuş. Ceylan da aynı şekilde aslana karşı…
Okulun en güzel kızı bir gün öğretmeninin verdiği ödevi yapmak için arkadaşlarından yardım istemiş. Fakat bu ödev o kadar zormuş ki bütün arkadaşları kendi ödevlerine odaklanmış. Sınıfın en çalışkanı kıza yardım etmek istemiş. Bunu gören diğer arkadaşları sınıfın çalışkan çocuğuyla dalga geçmişler. Çünkü kızı etkilemek için ödevine yardım etmek istediğini düşünmüşler. Sınıfın en güzel kızı çalışkan oğlandan yardım istemiş. Daha sonra çalışkan oğlan güzel kızın ödevini yapmak için ders çıkışı evlerine gitmiş. Çalışkan oğlan kıza her detayı anlatarak ödevin nasıl yapılacağını söylemiş. Kız bu açıklamaları detaylı şekilde dinleyerek ödevini kolayca yapmış. Sınıfta ödevi doğru yapan birkaç kişi varmış. Bunlardan biri…
Günlerden bir gün, çok uzak denizlerde bir balık yaşarmış. Mia isimli bu balık, parlak yüzeyi ve eğlenceli halleri ile dikkat çekermiş. Ne zaman küçük bebek balıkların yanından geçse herkes onu palyaço balık sanırmış. Mia da çocukların mutlu olduğunu gördükçe palyaço gibi davranmaya devam edermiş. Bir gün yine denizde parlak yüzgeçleri ve neşeli halleri ile yüzerken kalabalık bir balık sürüsüne denk gelmiş. Neler olduğunu anlamak için kalabalığa doğru yaklaşmış. İçlerinde küçük bir balığın doğum günüymüş. Herkes eğleniyor ve balığın yeni yaş günü içim birbirinden güzel dileklerde bulunuyormuş. Mia bu manzarayı gördüğünde palyaço olarak bilindiğini hatırlamış. Hemen en neşeli hali ile kalabalığın…
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda küçük ve çok sevimli bir tırtıl yaşarmış. Annesi dünyalar güzeli bir kelebekmiş ve her seferinde onun da bir gün çok güzel bir kelebek olacağını söylermiş. Sadece biraz beklemesi gerekiyormuş. Bir gün güzel bir kelebek olacağını düşünen tırtıl, her ne kadar sabırsız olsa da beklemeye başlamış. Yine sıradan bir günde ormanda gezmeye çıktığında arkadaşlarının ortadan kaybolduğunu görmüş. Durumu merak etmiş ve hemen arkadaşlarının annesine, “Tırtıl arkadaşlarım nerede?” diye sormuş. Anneleri ise tırtıl arkadaşlarının artık kozada olduğunu ve bir süre ortalıkta olmayacağını söylemiş. Küçük tırtıl, henüz kozanın ne demek olduğunu bilmiyormuş ve korkmuş. Hemen eve gidip annesine…
Bir varmış, bir yokmuş. Güzeller güzeli bir köyde çok tatlı bir kız yaşarmış. Ailesi ile mutlu bir hayatı varmış ve beraber oynamayı çok sevdiği yakın arkadaşları da varmış. Mutlu bir hayatın içinde yaşayıp giden bu kızın şanssız olması hem kendisini hem de ailesini üzüyormuş. Ne zaman bir iş yapsa, hep sonu hüsranla bitiyormuş. Bu yüzden küçük kız, çoğu zaman iş yapmaktan uzak dururmuş. Yine bir gün arkadaşları ile oynamak için bahçeye indiği sırada bahçede çok parlak bir toka bulmuş. Bu tokanın sihirli olduğundan haberi yokmuş. İlk önce sahibi var mı diye çevresine bakmış, ama çevrede kimseler yokmuş. Hemen saçına takmış…
Bir gün küçük bir çocuk hayvanat bahçesini ziyarete gitmiş. Bu ziyaret sırasında uzun yıllar sürecek bir dostluk elde etmiş. Panda ile dostluğu hayvanat bahçesi ziyaretinde başlamış. Küçük çocuk Pandayı görür görmez onunla konuşmak istemiş. Çeşitli hareketlerle anlaşmışlar. Panda küçük çocuğu çok sevmiş. Aynı şekilde çocukta pandadan vazgeçememiş. Yetkililere sürekli onun yanında kalmak istediğini söylemiş. Fakat o an için bu durumun imkansız olduğunu biliyormuş. Küçük çocuk pandayla daha fazla vakit geçirmek için elinden geleni yapacakmış. İlerleyen zamanlarda minik çocuğun ne kadar yürekli olduğunu göreceğiz. Pandayla daha fazla vakit geçirmek isteyen çocuk panda bakıcısı olmaya karar vermiştir. Bakıcılık için hayvanat bahçesi ile…
Tatil boyunca okulun hayalini kuran Sinan artık hayaline kavuşmuştu. Okulun açılmasına iki gün kalmıştı. İki gün boyunca heyecanla eksiklerini tamamlayan Sinan okul alışverişine çıkmıştı. Alışverişte en sevdiği kalemleri ve silgileri almıştı. Defter ve defter kapları da yine en sevdiği eğlenceli karakterlerden tasarlanmıştı. Sinan tüm eksiklerini tamamladıktan sonra artık okulun açılmasını bekliyordu. Okulların açılmasına az bir süre kala Sinan’ın başına gelen olaylar bütün aileyi üzdü. Sinan okul açılmadan bir gün önce düşüp ayağını incitmişti. Bu duruma çok üzülen Sinan okul açıldıktan bir hafta sonra okula başlayabilecek. Fakat arkadaşları ile görüşmek istiyor ve öğretmeniyle konuşmak için can atıyordu. Öğretmeni bu duruma el…