Sevgiliye Okunacak Masallar: Yıldızların Dansı
Romantik anlarda sevgilinize okuyabileceğiniz, kalpleri ısıtacak özel bir masal
Çok uzak diyarlarda, gökyüzünün lacivert kadife örtüsünün altında, iki yıldız varmış. Bu yıldızlar gecenin karanlığında birbirlerine bakar, birbirlerini seyrederlermiş. Gökyüzünün farklı köşelerinde doğmuş, farklı takımyıldızların içinde büyümüşler.
Doğu yakasında parlayan yıldızın adı Alaz’mış. Işığı altın sarısına çalan, sıcak ve tutkulu bir ışık yayarmış etrafına. Batı yakasında ışıldayan yıldızın adı ise Zera’ymış. Onun ışığı ise gümüşi, sakin ve huzur vericiymiş.
Her gece, tüm gökyüzü uykuya daldığında, Alaz ve Zera birbirlerine bakıp hayaller kurarlarmış. Aralarında kilometrelerce mesafe olsa da, ışıkları birbirine değer, hikâyelerini anlatırlarmış sessizce.
Keşke yanımda olsaydın, diye fısıldardı Alaz her gece.
Keşke ellerini tutabilseydim, diye karşılık verirdi Zera.
Bir gün, gökyüzünün en yaşlı ve bilge yıldızı olan Kutup Yıldızı, bu iki yıldızın hasretini fark etmiş. Onları yanına çağırmış ve sormuş:
Nedir sizi böyle düşünceli kılan? Neden diğer yıldızlar gibi neşeyle parlamıyorsunuz?
Alaz cevap vermiş: Sevdiğim yıldıza kavuşamıyorum. Aramızda öyle büyük bir mesafe var ki, sadece ışığımız değebiliyor birbirine.
Zera da eklemiş: Her gece onun ışığını hissediyorum, ama yanında olamıyorum. Bu beni derinden üzüyor.

Kutup Yıldızı uzun uzun düşünmüş ve sonunda: Size bir şans vereceğim, demiş. Gökyüzünde bin yılda bir gerçekleşen yıldız yağmuru sırasında, yıldızlar kısa bir süreliğine yerlerinden ayrılabilir. O gece, tüm cesaretinizi toplayıp birbirinize doğru koşarsanız, belki kavuşabilirsiniz. Ancak, diyerek sesini alçaltmış, bu yolculuk tehlikeli olabilir. Takımyıldızınızdan ayrılırsanız, geri dönemeyen yıldızlar gibi sönebilirsiniz. Bu riski almaya değer mi?
Alaz ve Zera birbirlerine bakmışlar ve hiç düşünmeden cevap vermişler: Değer!
Aylar, günler geçmiş ve beklenen gece gelmiş. Gökyüzünde binlerce yıldız kayarken, Alaz ve Zera yerlerinden ayrılmış, birbirlerine doğru koşmaya başlamışlar. Diğer yıldızlar onlara seslenmiş:
Durun! Geri dönün! Takımyıldızınız olmadan yaşayamazsınız!
Ama onlar duymamış bile. Sadece birbirlerini görebiliyorlarmış.
Yıldız yağmurunun tam ortasında, gökyüzünün merkezinde, iki ışık birbirine değmiş. Alaz ve Zera sonunda buluşmuşlar. O an öyle güçlü bir ışık patlaması olmuş ki, tüm gökyüzü aydınlanmış.
Ancak yıldız yağmuru bittiğinde, herkes yerlerine dönmeye başlamış. Alaz ve Zera ne yapacaklarını bilmiyorlarmış. Birbirlerine sarılmışlar ve Kutup Yıldızı’nın söylediği tehlikeyi beklemeye başlamışlar.
Fakat beklenen olmamış. Onların birleşen ışıkları gökyüzünde yeni bir yıldız oluşturmuş – ne Alaz, ne Zera, ama ikisinin birleşiminden doğan, hem altın hem gümüş ışık yayan muhteşem bir yıldız. Bu yıldız, diğer yıldızlardan öyle parlak, öyle güzelmiş ki, insanlar onu her yerden görebiliyormuş.
İnsanlar bu yeni yıldıza Aşk Yıldızı ismini vermişler. Efsaneye göre, bu yıldızı gören çiftlerin aşkı sonsuza dek sürermiş. Bazen hayat bizi birbirimizden uzaklara götürse de, gerçek sevgi her engeli aşar, her mesafeyi kapatırmış.
İşte bu yüzden, geceleri gökyüzüne baktığınızda, diğerlerinden daha parlak bir yıldız görürseniz, bilin ki o Alaz ve Zera’nın aşkıdır. Ve onlar bize fısıldarlar: Sevdiğin için risk almaya, yoluna çıkan engelleri aşmaya değer. Çünkü gerçek aşk, gökyüzünde yeni yıldızlar yaratır.
Her gece, birbirinizin gözlerine baktığınızda, aynı Alaz ve Zera gibi, kalbinizde yeni yıldızlar doğacak. Ve bu yıldızlar, sadece sizin görebileceğiniz, sadece sizin hissedebileceğiniz özel bir evren yaratacak.
Masalımız burada biterken, aşkınız sonsuza dek sürsün.